27 Eki 2020

AVRUPA BİRLİĞİ ÜNİTER PATENT KORUMASI

Avrupa Birliği Üniter Patent Koruması (UPP), 1973 tarihli ve 38 ülkenin taraf olduğu Avrupa Patent Sözleşmesi’ne (EPC) dayandırılmış, tek bir başvuru ile AB üyesi ülkelerde merkeziyetçi etkisi olan bir Avrupa patentine sahip olmayı mümkün kılacak bir sistemdir. UPP’nin amacı; klasik Avrupa Patenti Sistemlerine (EPC, Ulusal Başvuru) alternatif, merkezileştirilmiş, daha ucuz ve daha geniş kapsamlı bir patent koruma sistemi oluşturmaktır.

UPP’nin bir diğer amacı da patent sahipleri ve yatırımcılar için işlemlerin daha kolay ve merkezi hale getirilmesi ile birlikte patentlerin artmasının, ticarileşmesinin önünün açılması, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, startup tipi girişimler için bürokrasinin, sürecin azaltılması nedeniyle masrafların azaltılmasının sağlanmasıdır.

Bu sisteme göre tescil öncesi süreçte bir değişim olmayacaktır. Klasik bir Avrupa patentinin tescili gibi, UPP etkili bir patent de aynı şekilde Avrupa Patent Ofisi (EPO) tarafından tescil edilecektir.

“Klasik” Avrupa patent uygulamasında, patent sahibi, patenti koruma niyetinin bulunduğu her üye ülkede, patentine ayrı ayrı geçerlilik tanımalıdır.

Üye ülkelerde tanınırlık-geçerlilik için farklı şartlar vardır. Pek çok üye ülkede patent sahibi Avrupa patentinin koruma istenen ülkenin diline çevirisi ile dosyalama yapmalıdır. Patent geçerli olduktan sonra, patent sahibi patentin geçerli olduğu her üye ülkede yenileme harçları ödemelidir.

Oysa bu yeni sistemde, başvurusu yapılan patent EPO resmi dillerinden Almanca veya Fransızca olarak tescil edildiyse, İngilizce’ye çevrilecektir. Eğer patent İngilizce olarak tescil edildiyse, patent sahibinin isteğine göre, AB’nin diğer resmi dillerinden birine çevrilecektir.

Üniter etkili Avrupa patenti sahibi, patentini Üniter Patent Koruması’na katılmayan ülkelerde, klasik Avrupa patenti olarak geçerli kılabilir.

Bütün üye ülkeler UPP’yi kapsayan Üniter Patent Anlaşması’nı (UPC) imzaladığında, patent sahibinin UPP’ye tabi tek başvurusu ile AB’nin tamamında patent koruması sağlaması mümkün olacaktır.

Patent koruması talep edilen ülke sayısı arttıkça; UPP avantajlı bir seçeneğe dönüşmektedir. Örneğin ortalama 4 veya daha fazla ülkede patent koruması alınmak istendiği zaman, bu ülkelerin her birine ayrı ayrı başvuru yapmaktansa; UPP yolunun tercih edilmesi, başvuru sahipleri açısından, ekonomik olarak cazip bir seçenektir.

Ayrıca patent sahibi, sadece birkaç üye ülkede korumanın yeterli olup olmadığını ya da geniş coğrafi kapsamlı bir koruma alanına mı ihtiyacı olduğunu kendisi değerlendirmelidir. Bunu yaparken özellikle, AB gümrük yönetmeliği ile üçüncü ülkelerden AB sınırları içine ithal edilecek ürünlere karşı koruma gerekip gerekmediğine karar verilmelidir.

Bunlara ek olarak, patent sahibi patent için UPP sistemi ile entegre çalışacak Avrupa Birliği Birleşik Patent Mahkemesi’nin (UPC) ayrıcalıklı yetki alanının mı, yoksa yetki alanı daha kısıtlı olan ulusal mahkemeleri kullanmanın mı daha iyi olacağına karar vermelidir. UPC’nin ayrıcalıklı yetki alanını kullanmak UPP için zorunludur, ancak ilk etapta klasik Avrupa patenti için zorunlu değildir (yedi yıllık geçiş dönemi mevcuttur ve patent sahibi dâhil olmamaya karar verebilir). Ulusal patentler, ulusal mahkemelerin yetki alanında olmaya devam edecektir.

UPP ile birlikte bütünleşmiş piyasa hedefinin gerçekleşmesi ve iş ortamında rekabet engelleyici dezavantajların giderilmesi ile Avrupa ekonomisinin gelişmesi hedeflenmektedir ve bu yolda çalışmalar devam etmektedir.
UPP’nin yürürlüğe girmesinin ön koşulu, UPC’nin kuruluşunu öngören sözleşmenin yürürlüğe girmesidir. Bu açıdan bakıldığında 16 ülke bu anlaşmayı kendi iç hukuklarında onaylamış durumdadır. Ancak UPC sözleşmesinin yürürlüğe girmesi için bir diğer şart olan, AB içindeki en çok patent sahibi üç ülkenin (bu açıdan şu an itibariyle İngiltere, Almanya ve Fransa) özellikle taraf olması şartı bulunmaktadır.
İngiltere açısından Brexit nedeniyle UPC’de değişiklikler yapılarak, Sözleşmenin İngiltere’nin taraf olmasına gerek kalmaksızın yürürlüğe girmesi sağlanacaktır.
Almanya açısından ise, 4 ayrı iddiayla Alman Federal Mahkemesine yapılan, UPC Sözleşmesine taraf olunmasının Alman Federal Anayasasına aykırı olduğu itirazının Federal Mahkemece karara bağlanarak Alman iç hukukunda Sözleşmenin yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
Fransa zaten 2013 itibariyle UPC Sözleşmesini onaylamış durumdadır. Beklenti, 2021 yılı itibariyle UPC’nin ve dolayıyla UPP’nin taraf AB ülkelerini kapsar biçimde yürürlüğe girmesidir.
Dolayısıyla Türk tıbbi cihaz ve ilaç sektöründe faaliyette bulunan yerli üreticiler açısından, yakın gelecekte çok daha kolay, daha seri, daha ucuz ve daha çok ülkeyi kapsayan ve bu yönüyle daha değerli ve karlı patent tescillerinin ve faaliyet alanının genişlemesinin yolunun açılması yakın denilebilir.
Özetlemek gerekirse, UPP’nin yürürlüğe girmesiyle, gelecekte Avrupa’da patent koruması almak için üç farklı yol olacaktır:
  1. Ulusal Başvuru ile patent koruması talep edilen ülke veya ülkelere doğrudan başvuru yapılıp patent süreçleri her bir ülkede ayrı ayrı devam ettirilebilir;
  2. EPC sistemi kullanılarak merkezi bir başvuru yapıldıktan sonra EPO tarafından verilen bir Avrupa Patentini, önceden belirlemiş EPC’ye üye olan ülkelerin her birinde ayrı ayrı tasdik ettirme yolu izlenip ilgili her bir ülkede patent süreçleri ayrı ayrı devam ettirilebilir,
  3. Üniter Patent sistemi kullanılarak yine EPO tarafından verilen bir Avrupa Patentinin tek bir talep ile Avrupa Birliği üyesi 26 ülkede aynı anda geçerli olması (üniter etki) talep edilip, ilgili patent süreçleri tek bir merkez kontrolünde devam ettirilebilir.